Kıbrıs Sanat Müzik ve Bale Okulu

Birazda sanat...
Pazar günü Kıbrıs Sanat'ın düzenlediği bir yardım konserindeydik.Tamamen kendi ögrencilerinin eserlerinin sunulduğu başarılı bir konserdi.Kulaklarımızın pası silindi dogrusu..
Kıbrıs'a ilk geldiğimizde Defne için bir aktivite ararken tanıştığım bu güzel sanat okulunun kurucusu Turgay Hilmi , tüm egitmen kadrosuyla Türkiye degil dünya standartlarında olan bu sanat okulunu  kurarak  çok iyi bir iş başarmış.Ben bu okulun Kuzey Kıbrıs için çok önemli olduğunu düşünüyorum..
Sn Gürer Aykal'da bu kurumun onursal başkanıymış..Çocuklarla iletişiminin çok iyi olduğunu gözlediğim Sn Gürer Aykal'da bu konserdeydi.
Kıbrıs Sanat'ın yüregine saglık..

Derviş Paşa Konağı

Lefkoşa'da Arap Ahmet Mahallesini gezerken Derviş Paşa Konağı'nı keşfettim..Müze ev olarak kullanılan bu tarihi ev Kıbrıs'ta ilk Türkçe gazetesini yayınlayan Derviş Paşa'ya aittir.İki katlı ve iki kapılı olan bu konağın alt katı taştan üst katı kerpiçten inşa edilmiş. Baş oda,gelin odası,yatak odası,yemek odası ve tezgah odaları düzenlenmiş gerekli yerlerde mankenlerle canlandırılmış ve bazı bölümlerde de günlük yaşantıdan kalan eserler sergilenmektedir.
Açıkçası benim ev sevdiğim obje resimdeki sedefli takunyalar oldu..

Kyrenia Harbour - Girne Limanı

Limandaki balıkçı tekneleri

Limanın sonundaki kale..

Limandaki dalkıran üzerinden liman..

Kaleden Girne Limanı manzarası

Limandaki cafe ve restorantlar..

Girne'nin kalbi neresi derseniz Girne limanı derim..Venedikliler tarafından yapılmış bu liman korunması için Girne kalesi ile yanyanadır.Zaten kaleden liman manzarası muhteşemdir. Girne'ye giderseniz  kaleye çıkıp arkanıza liman manzarasını alarak fotograf çektirin..Herşeyi özetleyen bir anı olacaktır..Limana dair en sevdiğim başka bir şey ise çeşit çeşit cafelerinden birini seçerek denize nazır bira-patates ikilisini tercih etmektir.

Bira ve patatesimin resmini çekmeyi akıl edebilseydim ne demek istediğimi daha iyi anlatabilecektim..

Merit Crystal Cove Hotel

 Merit Hotel Girne'ye 10 km uzaklıkta Alsancak'ta muhteşem deniz ve sahile sahip nezih ve beş yıldızlı bir oteldir.Ama benim için yıldızlar bir kenara denizi bir kenara..Otelin içinden denize asansörle iniliyor.Eger ''ben kum severim '' diyorsanız incecik sarı kumlu bir sahili var..''Yok aman kumdan nefret ederim.Ayagımı basmam'' diyorsanız geniş  ve minderli bir iskelesi de var..''Ne kum ne iskele ben özel bir alanda olayım''diyorsanız çimlerin ve palmiyelerin arasında bembeyaz yatakları ve hamakları var..
Günlük giriş ücretli ama herşey dahil..yeme içme,havuz,havlular ve çeşitli ikramlar...herşey dahil..

Caretta Caretta at Alagadi Beach

Alagadi plajı Girne'nin 10 km dogusunda çok geniş bir alana sahip altın sarısı kumlu ve turkuaz renkteki deniziyle eşsiz bir plajdır.Girne kıyıları kayalık derler dogrudur..Ama çevresindeki plajları neden söylemezler bilemiyorum.Alagadi plajının en büyük özelliği caretta carettalara ev sahibi olmasıdır ve bu yüzden koruma altındadır.Plajda duş,tesis vs yoktur.Arabalarda giremez.Tamamen dogal bir güzellik anlayacagınız..Akşam saat 8 de ise kapalıdır.Show akşam 8'den sonra başlıyor zaten..Caretta caretta show..
Boyları 1,5 metreyi kiloları ise 150 kiloyu bulan carettalar geceleri bu plaja gelerek 100-150 adet yumurta bırakıyor.Hava karardıktan hemen sonra gelip arka ayaklarını kullanarak birden fazla çukur açıyorlar.Bu çukurlara ocak deniyor.Sonra en uygun olan çukuru seçip saatler süren bir yumurtlama seronomisi başlıyormuş.Bu sürede anne caretta sürekli gözyaşı döküyormuş.Anne olmak her alemde zor işte..
Yumurtlama bittikten sonra ingilizler ortaya çıkıyor ve tüm yumurtaları topluyorlar.Çünkü bu yumurtaların bir sürü düşmanı var..Başta bizler ve diğer hayvanlar..Yumurtalar toplanıp en uygun ortamda bekletildikten sonra bebekler doğuyor.
Ve geceleri tek tek denize bırakılıyor.Bizde gece denize kendi ellerimizle bebek carettaları denize bıraktık..Unutulmaz bir deneyimdi benim için..(Gece foto çekmek yasak)
Ve birde...Bizim degerlerimize ingilizler sahip çıkmış.Bu düşündürücüydü benim için..Ama sponsorları da Turkcell..Bu da sevindirici tabi..Para bizden emek onlardan..

Soli'nin Altın Yaprakları

Güzelyurt gezilerimiz sırasında SOLİ'NİN ALTIN YAPRAKLARI adlı tactan çok etkilenmiştim..Milattan önce 11.yüzyıldan kalma bu taç Güzelyurt Doğa ve Arkeoloji müzesinde sergileniyor. Tacın üzerinde üzüm dalları yaprakları ve küçük üzüm taneleri yer alıyor..

Büyük Han ve Dükkanları

Kapıdan girişte ortada kocaman bir meydan ve küçük bir mescid var....Mescidin ayakları mermer üstü taş..

Büyük han dörtgen kapalı bir yapıya sahip..2 katlı ve 2 büyük kapısı var.

                                                      Kemerli ve kubbeli koridorları var..

                             Koridorlarında küçük dükkanları var..En sevdiğim dükkan işte bu..

Kıbrıs'ın dantel ve el işleri çok meşhur..

Örgü bebek ayakkabıları

Örgü bebek sandaletleri..çok şirin..

                      Kıbrıs'ta reçele MACUN diyorlar..En ünlü macunları ceviz ve kabak macunu..

Taş boyamalar harika..

Hasır işlemeler ve ipek böcegi kozasından yapılan işler var.

Kıbrıs'ın kabakları ünlüdür..

Bugüne kadar Büyük hanı gezmek kısmet olmamıştı. Defne ile birlikte Lefkoşa keşifleri gezimizin ilkinde Büyük han'a gitmeye karar verdik.

Tarihi ve mimari değerler bakımından Lefkoşa'daki Türk eserlerinin başında Büyük Han gelmektedir.1572 yılında adanın ilk Osmanlı valisi Beylerbeyi Muzaffer Paşa tarafından yaptırılmıştır.Dörtgen iki katlı kemerli koridorları olan ve küçük şömineli dükkanların bulunduğu  güzel bir yapı..ve bu küçük dükkanlarda Kıbrıs'ın el sanatları satılmakta..Bence her dükkan eski otantik ve en önemlisi özgün..Çok sevdik çok..

Friends of Museums Restaurant at Nikosia

Friends of Museums Restaurant yani Müze Dostları ..Lefkoşa'da enfes Kıbrıs yemekleri yapan antik mekanında tertemiz ve leziz hizmet veren bir restorant..Eger gerçek Kıbrıs yemekleri yemek istiyorsanız ben bu restoranı tek geçerim..benim sadece bir midem oldugu için şimdilik sadece kuzu etli molehiya yemegini tadabildim..tek kelime ile muhteşemdi.Coriandrumlu yani Kişnişli salatayıda ilk burada tatmıştım..Enteresan bir deneyimdi..Her gidişimde yeni bir yemek deneyip yazacagım..Bu yazının yıldızı Kuzu Etli Molehiya..

Yılbaşı gecesi kutlamamız..

Yılbaşı gecesinde canım arkadaşlarımız Yasemin ve Alper'in evlerindeydik.Sıcacık şömine eşliğinde güzel arkadaşım Yasemin'in hazırladığı zengin sofrada yedik içtik güldük. Ada bebegi sevmek için sıraya girdik..Ankara'dan gelen yeni dostlarla tanıştık.Defne'nin dogum gününü tekrar kutladık..Gece tam 12'de şampanya patlattık..12 den sonra kızlar ve erkekler ayrı ayrı casino turları yaptık.
Güzeller güzeli arkadaşım Yasemin'e ve Alper'e güzel evsahipliği için çok teşekkür ederim..